CENAZE:
Ölü. Cesed’in ruhu
çıkarılmış hali.
CENAZE NAMAZI:
Cenaze Namazının
Şartları:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem
cenaze namazına "namaz" adını vermiştir. Yani diğer namazlarda
ne şart koşuluyorsa içinde rüku' ve secde olmasa bile bunlar cenaze namazında
da şarttır. Tekbir ve selamın sayısında görüş ayrılığı bulunsa bile cenaze
namazı kılan kişinin konuşmayacağı, tekbir ve selam getireceği konusunda görüş
birliği vardır.
İbn Ömer'in yalnızca abdestli olarak cenaze namazı kıldığını
İmam Malik el-Muvatta'da Nafi'den muttasıl bir senetle rivayet etmiştir. Bunun
metni şudur: "İbn Ömer şöyle söylerdi: Kişi cenaze namazını ancak abdestli
İken kılar."
Güneş doğarken ve batarken cenaze namazı kılınmamasını yine
Malik, Mu-hammed İbn Harmele'den şu şekilde rivayet etmiştir: "Sabah
namazından sonra hava karanlık iken bir cenaze getirildi. İbn Ömer şöyle dedi:
Bu cenazenin namazını ya derhal kılın yahut da güneş yükselinceye kadar
erteleyin." Bundan İbn Ömer'in mekruhluğu yalnızca güneş doğarken ve
batarken geçerli saydığı, sabah namazı ile güneşin doğması, ikindi ile güneşin
batması arasındaki vakti mekruh olarak görmediği anlaşılmaktadır. Bu konuda
Malik, Evzaî, Kufelüer, Ahmed Ibn Hanbel ve İshak, İbn Ömer'in görüşünü
benimsemiştir.
Cenaze Namazını
Kıldırma Konusunda En Çok Hak Sahibi Olan Kimdir?
Hasan-ı Basrî'den rivayet edilen söz şunu ifade etmektedir: Onun
yetiştiği kimseler yani sahabenin çoğunluğu, cenaze namazını toplu halde kılınan
namazlar ile aynı görürlerdi. Hasan-ı Basrî'den diğer bir rivayete göre, cenaze
namazı kıldırmaya en layık olan kişi, ölünün babası sonra da oğludur. Bunu
Abdürrezzak rivayet etmiştir. Bu konu alimler arasında ihtilaflı bir konudur.
İbn Ebî Şeybe, içlerinde Salİm, Kasım, Tavus'un bulunduğu bir
grup alimden, "mahalle İmamının en çok hak sahibi olduğu"nu rivayet
etmiştir.
Alkame, Esved ve diğer alimler "Vali cenaze namazını
kıldırmaya veliden daha layıktır" demişlerdir. Bu, Malik, Ebu Hanife,
Evzaî, Ahmed İbn Hanbel ve İshak'ın da görüşüdür. Ebu Yusuf ve Şafiî "Veli
validen daha layıktır" demişlerdir.
Cenaze Namazı İçin
Teyemmüm Yapmak
Seleften bir grup alim, abdest aldığı takdirde cenaze namazını kaçırmaktan
korkan kimsenin teyemmüm yapmasının yeterli olmadığını söylemişlerdir. Bu
görüşü İbnü'l-Münzir, Ata, Salim, Zührî, en-Nehaî, Rabîa, Leys ve Kufelilerden
rivayet etmiştir. Bu, Ahmed'den de rivayet edilmiştir. Bu konuda İbn Adiy'in
İbn Abbas'tan zayıf bir senetle rivayet ettiği bir hadis de bulunmaktadır.
Cenaze Namazmdaki
Tekbirlerin Sayısı
Enes'in (r.a.) "bir tekbir, namaza başlama tekbiridir"
sözünü Said İbn Mansur, İsmail İbn Uleyye, Yahya İbn Ebî İshak'tan şu şekilde
rivayet etmiştir: Rezîk İbn Kerîm, Enes İbn Malik'e şöyle dedi: "Bir kimse
cenaze namazı kılıp üç tekbir alsa?" Enes: "Zaten cenaze namazındaki
tekbir üç değil midir?" Rezîk: "Ey Ebu Hamza, tekbir dörttür."
Enes: "Evet ancak ilki namaza başlama tekbiridir."
Cenaze Namazı Yalnızca Bir Duadır" İddiasının Reddi
Cenaze namazında saflar ve imam vardır" sözü hakkında İbn
Reşîd; İbnü'l-Murabıt ve diğer alimlerden naklen özetle şunları söylemiştir:
Buharî'nin bu konudaki amacı "Cenaze namazı yalnızca cenaze İçin bir dua
ve istiğfardır. Dolayısıyla abdestsiz de kılınabüir" görüşünde olanları
reddetmektir. Buharî bu görüşü reddetmek için İlk olarak Resulullah'ın (s.a.v.)
buna "namaz" adını vermesini delil getirmiştir. Amaç yalnızca cenaze
için dua etmek olsaydı, Nebi s.a.v. ashabını cenaze için Baki' mezarlığına
kadar götürmez, mescitte dua eder, ashabın da kendisi ile birlikte dua etmesini
yahut duasına amin demesini emrederdi. Ancak o böyle yapmayıp, ashabını farz ve
sünnet namazlarda olduğu gibi kendi arkasında safa sokmuştur. Yine Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in cenaze
namazındaki duruşu, namazın başında tekbir alması, sonunda selam vermesi gibi
fiillerin tümü, cenaze namazının yalnızca dille yerine getirilen bir ibadet
olmayıp aynı zamanda bedenle de yerine getirildiğini göstermektedir. Cenaze
namazında konuşulmaması da bunu göstermektedir. Bu namazda rüku ve secdenin
olmamasının sebebi, bazı cahillerin bunu ölüye ibadet gibi görerek doğru yoldan
sapmaması içindir.
İbn Abdilber, Şa'bî dışındaki alimlerin, cenaze namazında abdestin
şart olduğu konusunda ittifak ettiklerini naklederek şöyle demiştir: "Bu
konuda İbrahim İbn Uleyye de ona uymuştur. Bu kişi, pek çok görüşü terk edilmiş
olan bir şahıstır."
Başka bazı kimseler, İbn Cerîr et-Taberî'nin de o ikisi ile aynı
görüşte olduğunu nakletmişlerdir. Bu, şaz bir görüştür.
CENAZE, KABİR, KIYAMET, CENNET VE CEHENNEM